GÖK İTİMİ KURAMI VE GÖK İTİM ENERJİSİ  (GÖK İTİM)

"İslam İnanç Sistemi" İçinde Değerlendirilmesi

geri

GİRİŞ: Kütle Çekimi Kanunu, maddelerin birbirini çektiği görüşünü savunur ve kendince ispatlar. Ancak yaratılmış her madde, "Manevi Alemden" itibaren maddi aleme doğru ittirilerek bir kütlesel hiyerarşi içerisinde sıralanmış olarak yer almaktadır.

İnsanoğlu kendini bu -var olan kainattan- soyutlayamaz. Bu adi bir bencillik ve kendini beğenmişlik olur.

Öyle ise tüm kainatın yaratılışı konusunda  ayetler göndermiş  bulunan Yüce varlığın, "Allah-ü Teala'nın" bu konularda bildirdiklerini  öncelikle ve önemle dikkate almak gerekir: <1>

Bunları dikkate almadan yapılacak her türlü yorumlar eksik ve yanlı olacaktır.

 

Önce ezelde hiç bir şey yoktu; yalnızca "Allah-ü Teala" vardı.<2>

 

*****

KAİNAT KENDİLİĞİNDEN VAR OLMAMIŞTIR;  KAİNAT, (GÖKLER VE YER) YOKTAN YARATILMIŞTIR (VAR EDİLMİŞTİR).

 

[Yukarıdaki ayetlerde (Fussilet Suresi, 10-11 ayetler), "gök" olarak çevrilen "sema" kelimesi ile tüm evren kastedilmektedir. Ayette "duman" olarak çevrilen "duhanun" kelimesi de, bugün bilim adamlarının kabul ettiği, evrenin şekillenmesinden önceki maddeyi, evrenin yaratılışındaki söz konusu kozmik ve sıcak bir dumanı tarif etmektedir. Katı maddelere bağlı uçan parçacıklar içeren, sıcak gaz halinde bir kütle olan bu duman şekli, ayette geçen kelimeyle tam olarak tarif edilmektedir. Görüldüğü gibi Kuran'da evrenin bu aşamadaki görünümünü tarif eden en uygun kelime kullanılmıştır. Bilim adamları ise evrenin, duman halindeki sıcak bir gaz kütlesinden oluştuğunu 20. yüzyılda keşfetmişlerdir. Ayrıca "Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi." İfadesindeki "sonra" olarak çevrilen "sümme" kelimesinin "bunun üzerine, bundan başka, ayrıca, üstelik, yine, bir daha" gibi diğer anlamları bulunmaktadır. Burada da "sümme" kelimesi" bir zaman ifadesi olarak değil, ek açıklama olarak kullanılmaktadır. Evrenin yaratılışı ile ilgili böyle bir bilginin Kuran'da bildirilmiş olması, kuşkusuz Kuran'ın bilimsel alandaki bir mucizesidir.]  (Harun Yahya Kuran Mucizeleri 1. Cilt Sayfa:19)

*****

KAİNAT (=EVREN) -ÇOK FAZLA- GENİŞLETİLMEKTEDİR

(Kainatın en uzak kısımlarında ışık hızına yakın hızlarda genişlemektedir)

 

*****

GÖKLER, YERLER VE İKİSİNİN ARASINDAKİLER ÖNCE BİRLİKTE İDİLER.

 

 

 

[Ayetin (Enbiya Suresi 30. ayet), "birbiriyle bitişik" olarak tercüme edilen "ratk" kelimesi, Arapça sözlüklerde "birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış" anlamlarına gelir. Yani tam bir bütün oluşturan iki maddeyi tanımlamak için bu kelime kullanılır.]  (Harun Yahya Kuran Mucizeleri 1. Cilt Sayfa:22)

*****

GÖKLER, YERLER VE İKİSİNİN ARASINDAKİLER SONRADAN BİRBİRİNDEN AYRILMIŞTIR.

[Ayette (Enbiya Suresi 30. ayet) adı geçen "ayırdık" ifadesi ise Arapça "fatk" fiilidir ki, bu fiil bitişik durumdaki bir nesneyi yarıp, parçalayıp dışarı çıkması anlamına gelir. Örneğin tohumun filizlenerek topraktan dışarı çıkması Arapçada bu fiille ifade edilir. Şimdi ayete tekrar bakalım:. Ayette göklerle yerin birbiriyle bitişik, yani "ratk" durumunda olduğu bir durumdan bahsediliyor. Ardından bu ikisi "(göklerle yer)", "fatk" fiili ile ayrılıyorlar. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkıyor. .. henüz yaratılmamış olan "gökler ve yer" bile bu noktanın içinde, birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumdadırlar. Ardından bu nokta .. yarılıp ayrılmaktadır.] (Harun Yahya Kuran Mucizeleri 1. Cilt Sayfa:22)
 

GÖKLER DAYANAK OLMAKSIZIN YÜKSELTİLMİŞTİR. (Kuran-ı Kerim Ra'd Suresi 2.ayet)

*****

GÖK, KİTABIN SAYFALARINI KATLAR GİBİ KATLANACAĞI GÜN GELDİĞİNDE İLK YARATILMAYA BAŞLADIĞI GİBİ, YİNE ESKİ DURUMUNA KESİN OLARAK İADE EDİLECEKTİR. (Kuran-ı Kerim; Enbiya Suresi, 104.) Bilim adamları evrenin kütlesi yeterli miktara ulaştığında, çekim kuvvetleri nedeni ile bu genişlemenin duracağını ve bunun evrenin kendi içine çökmeye, büzülmeye başlamasına sebep olacağını bildirmektedirler  (Harun Yahya Kuran Mucizeleri 1. Cilt Sayfa:19) (Büyük Çöküş=Big Crunch)

 

 

*****

Stanford Üniversitesi'nde fizik profesörü olan Renata Kallosh ve Andrei Linde'nin bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise şöyledir:

Evrenin akıbeti küçülmeye ve yok olmaya doğru gidiyor. Gördüğümüz ve daha uzaklardaki göremediğimiz herşey bir protondan bile küçük bir nokta şeklinde küçülecek. Sanki kara delik içindeymişsiniz gibi.... Kara enerjinin en iyi tarifinin şu açıklama olduğunu bulduk: Aşama aşama negatif hale gelen bu kara enerji, evrenin dengesinin değişmesine sebep olacak ve büzülüp çökecek... Fizikçiler kara enerjinin, negatif enerjiye dönüşeceğini ve evrenin yakın bir gelecekte büzüleceğini biliyorlar... Fakat bugün görüyoruz ki, biz bu olayın başlangıcında değiliz, ama evrenimizin hayat sirkülasyonunun ortasında olabiliriz. (Harun Yahya Kuran Mucizeleri 1. Cilt Sayfa:19)

 
 

GELİŞMELER: (Öngörüler): "GÖK İTİM" Kuramı kapsamında, yaratılmış her varlık, "Manevi Alemden" itibaren maddesel aleme doğru bir kütlesel hiyerarşi düzeni içerisinde ittirilerek  -adeta özgül ağırlık sıralaması gibi-  yaratılmış evren içinde aşağıya doğru -ya da küresel bir boyutta adeta dışarıdan içeriye doğru- sıralanarak yer almaktadır.  Yaratılmış her maddesel varlığı, bu açıdan değerlendirdiğimizde, aslında insanca en ağır sanılan madde "manasal" bakış açısından en hafif olacaktır, tersine, yine, "manasal" bakış açısından en ağır olan yaratılmış nesne, insanlar tarafından en hafif madde olarak algılanmış olacaktır .

KAİNATTA HİÇ BİR ŞEKİLDE BİR BOŞLUK YOKTUR. AKSİNE YARATILMIŞLAR ARASINDA TAM BİR HİYERARŞİK SIRALANMA -adeta özgül ağırlık sıralaması gibi- VARDIR.

 

 

 

 

 

 

 

*****

EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR

..DEVAM EDECEK